Dünyanın Tanımadığı Kuzey Kıbrıs TÜRK Cumhuriyeti Hakkında Bilgiler

 

         Tarihi binlerce yıl öncesine giden ve Osmanlı hakimiyetinde 307 yıl kalan Kıbrıs Adasındayım. Adanın toplam nüfusu 1.2 milyon Ada, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Olarak ikiye ayrılmış durumda. Uluslar arası bakıldığındaysa aslında adada Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti diye bir bölge yok.

 

        Türkiye dışında bütün ülkeler Adanın tamamını Kıbrıs cumhuriyeti olarak isimlendiriyor. Yani Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin bağımsızlığı Türkiye dışında hiçbir ülke tarafından tanınmıyor. Sadece Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Adanın Güney kısmını, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi olarak isimlendiriyor. Hatta Birleşmiş Milletler ve Avrupa birliğine göre, Kuzey Kıbrıs Toprakları Bugün Türkiye'nin işgali altında. İstanbul'dan Kıbrısa yolculuk 1.5 saat sürmekte Zaman olarak bizden 1 saat geriden geliyorlar.

 

       Kıbrısa ayak bastığımız Ercan Havalimanı sadece Türkiye tarafından tanındığı için uçuşlar sadece Türkiye üzerinden gerçekleşiyor. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Türkler için pasaport olmadan, Kimlikle gidilebilen bir bölge. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ise Pasaport türü ne olursa olsun, Tüm Türk vatandaşlarından vize istemektedir ve bu bize ancak Yunanistan'daki Kıbrıs Rum Elçiliğinden alınabilmekte. Çünkü Kıbrıs Cumhuriyeti, Türkiye tarafından tanınmadığı için Türkiye'de Kıbrıs Konsolosluğu ya da Büyük Elçiliği bulunmamakta.

 

      Tabi bir Türk vatandaşının Yunanistana geçmek için Avrupa Birliğinin topraklarına geçiş izni veren Schengen vizesi alması gerektiğini göz önüne alırsak, bu biraz zahmetli bir iş. Kuzey Kıbrıs vatandaşları kimlikleriyle Rum tarafına kolaylıkla yürüyerek geçebilirken Sonradan vatandaşlık kazananlar vize almadan giremiyor.

 

         Adanın en yakın denizaşırı komşuları başta Türkiye olmak üzere Suriye Lübnan İsrail Mısır Libya Yunanistan. Kuzey Kıbrıs bölgesinde toplam altı ilçe bulunuyor. Küçük bir ticaret limanı olan Gazimağusa. En turistik liman şehri olan Girne. Doğal zenginliklere sahip olan Güzelyurt ,Lefke ,İskele ve başkent Lefkoşa. Lefkoşa aslında sadece Kuzey Kıbrıs topraklarının bir parçası değil. Bir kısmı Guney Kıbrıs topraklarında bulunuyor. İşin ilginç tarafı Lefkoşa, hem Güney Kıbrısın hem de Kuzey Kıbrısın başkenti.

 

          Lefkoşa, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin en kalabalık en büyük kenti nüfusu yaklaşık yüz bin civarında ticaretin sanatın eğitimin merkezi burası yüz ölçümü 3355 kilometre kare olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin nüfusu yaklaşık 374 bin. Kuzey Kıbrıs'ta 103 bin öğrenci ve toplamda 29 üniversite bulunuyor. öğrenci nüfusu oldukça fazla olduğu için genç bir nüfus var. Şehir ilk olarak  Ledra diye isimlendirilmiş, bugünkü adını ise Bizanslar döneminden almış. Bugün Türkler buraya Lefkoşa derken Rumlar Nicosia olarak isimlendirmekte Lefkoşa, dünyanın bölünmüş tek başkenti, hem de sadece bir tel örgüyle Sümeyra: "Tel örgülerin arkası Rum toprakları" Tek başkent, iki bölge, iki cumhurbaşkanı

 

Peki ada nasıl ikiye ayrıldı? Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti nasıl kuruldu?

Kıbrıs, Venediklilerin hakimiyeti altındayken Osmanlı için büyük bir tehdit haline gelmeye başladı. Çünkü bu topraklar, Osmanlıya ait gemilere akın yapan Hristiyan korsanların sığınağı haline gelmişti. İşte bu yüzden, Kıbrıs'ın fethine karar verildi.

 

Kıbrıs topraklarında gerçekleşen Venedik-Osmanlı harbi 1571 tarihinde son buldu ve bölge Osmanlı hakimiyeti altına girdi. Hakimiyet 307 yıl sürdü. 1878 yılına gelindiğinde ise Osmanlı

Rusya ile aralarında gerçekleşen 93 harbi (1878) ile yenilgiye uğradı ve arabuluculuk için adayı 50 yıllığına İngiltereye kiralamak zorunda kaldı. Mülkiyet hakkı hala Osmanlı'daydı. Fakat 1914 yılında Birinci Dünya Harbinde Osmanlı'nın harbe Almanya'nın yanında yani İngiltere'nin karşısında girmesi üzerine İngiltere adayı ilhak ederek, kendi topraklarına kattı yani resmen el koydu. 1950 yılında adada yaşan Rumlar Türklerden habersiz bir oylama yaptı. İstekleri "Enosis"'di. Yani Kıbrıs'ın Yunanistan ile birleşmesi Adada Türkler'de olduğu için "Enosis" Birleşmiş Milletler tarafından reddedildi. Bunun üzerine Rumlar "EOKA" adlı örgütü kurdu ve bu sefer Türk'leri hedef aldı. Amaçları Türkleri adadan temizleyip "ENOSİS" i gerçekleştirmekti.

 

         Yunanistan Rumlar'a destek çıktı ve Rumlar harekete geçti. 33 Türk köyü boşaltıldı.ve adada huzur ve barıştan eser kalmadı. 29 Ağustos 1955'te Yunanistan, İngiltere ve Türkiye durumu çözmek için Birinci Londra Konferansında bir araya geldiler. Yunanistan "ENOSİS", Türkiye ise "TAKSİM" yani Kuzey Kıbrıs'ın ayrılarak Türkiye'ye bağlanmasını istedi fakat bu kabul edilmedi. 1 Ağustos 1958 yılında Kıbrıs'ta EOKA'ya karşı mücadele etmek için Türkiye'nin desteğiyle Türk Mukavemet Teşkilatı kurularak Kıbrıs'lı Türklere ilk silah sevkiyatı gerçekleştirildi. Çeşitli antlaşmalar sonucu iki topluluğun lideri bir araya geldi ve 1960 yılında

Kıbrıs Cumhuriyeti kuruldu. Cumhurbaşkanı Başpiskopos 3. Macarios. Cumhurbaşkanı Yardımcısı ise Dr. Fazıl Küçük oldu. İngiltere, Yunanistan ve Türkiye ise Kıbrıs'ın garantör devletleri oldu.

          Eğer ki anayasal düzen bozmaya kalkışılırsa bu devletler bölgeye askeri müdahale yapma hakkına sahipti. Rumlar rahat durmadılar ve düzen çok geçmeden sadece 4 yıl sonra Macarios tarafından bozulmaya kalkışıldı. Tek bir düşünceleri vardı: "ENOSİS gerçekleşmeliydi".

 

Malesef Bosna Hersek’te olan durumun bir benzeri de Kıbrıs'ta, bu topraklarda yaşandı. O zaman bölgede yaşayan Rumlar, Türkleri bu topraklarda istemiyorlardı ve bölgenin Yunanistan'a bağlanmasını istiyorlardı. 1970'li yıllarda Türkler canice katledildi. Türkiye bu durum karşısında 1974 yılında Kıbrıs Barış Harekatını başlattı ve bu duruma son verdi. Bizde şu an Karaoğlanoğlu Şehitliğindeyiz." Bülent Ecevit: " Biz aslında savaş için değil, barış için ve yalnız Türklere değil Rumlara da barış getirmek için adaya gidiyoruz."

 

Buradaki zırhlı araçların hepsi o zamanlar Kıbrıs Barış Harekatından sonra Rumların bu topraklarda bıraktığı, zırhlı araçlar bugün burda açık hava müzesi şeklinde sergilenmekte Burda da diğer zırhlı araçların tankların bulunduğu bir alan var.  Burda da var bir sürü arabalar, kamyon 1975 yılında Kıbrıs Türk Federe Devleti 1983 yılına gelindiğinde ise nihayet Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kuruldu"

 

Rauf Denktaş:" Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin bağımsız bir devlet olarak kurulduğunu dünya ve tarih önünde ilan ediyoruz" Fakat bu durum Birleşmiş Milletler tarafından ayrılıkçı bir hareket olarak görüldü ve işte tamda bu yüzden KKTC'nin bağımsızlığı ne Birleşmiş Milletler, ne Avrupa Birliği ne de herhangi bir ülke tarafından tanınmadı.

 

Bu tel örgü değil, diğer tel örgünün arkası Rum yönetimindeki Kıbrıs toprakları iki tel örgü arasında kalan alan ise "Yeşil Hat" olarak isimlendirilen Güney Kıbrıs'ı ve Kuzey Kıbrıs'ı iki ayrı bölgeye ayıran Birleşmiş Milletlere ait tampon bölge" "Yeşil Hat" ın toplam uzunluğu 180 km sınırlar şehrin içinden geçtiği için iki bölge arasındaki fark net bir şekilde görülebiliyor.

 

Şu an Lefkoşa'da Lokmacı sınıf kapısındayız. Diğer taraf Rum kesimi. Burası aynı zamanda Lefkoşa'nın en kalabalık, en işlek caddelerinden biri. Bu tarafta alışveriş daha ucuz olduğu için Rum kesiminden insanlar buraya gelerek alışveriş yapıyorlar. O yüzden burada fiyatlar genellikle Euro cinsinden yazılmış Ada 2004 yılında ayrım yapılmadan Avrupa Birliğine bağlandığı için Güney Kıbrıs'ta Euro kullanılmakta Sümeyra: "Burası bir Türk toprağı olduğu için kullanılan para birimi Türk Lirası Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti uluslar arası anlamda tanınmadığı için ekonomik olarak Türkiye'ye bağımlı durumda nerdeyse tüm ithalatı ihracatı

Türkiye üzerinden gerçekleşmekte.

 

Kıbrıs'ın en büyük gelir kaynağı milyon doların döndüğü insanların hem üzüldüğü, hem sevindiği zaman kavramını unuttuğu Kıbrıs kumarhaneleri. Zaten Kıbrıs denilince akla gelen ilk şeylerden biri Kumar. Bildiğiniz gibi burası kumarın legal olarak kabul edildiği sayılı ülkelerden biri. Kuzey Kıbrısta yaklaşık 30 casino bulunuyor ve yıllık olarak ekonomiye olan katkıları 600 700 milyon civarında. Bu da Kıbrıs bütçesinin yaklaşık %25'ine denk gelmekte zaten en büyük gelir kaynaklarından birinin turizm olması da bu sektörden kaynaklanıyor.

 

Kuzey Kıbrıs vatandaşlarının ve öğrencilerin casinolara girmesi ise kanunen yasak. Etrafa baktığımız zaman sanki Türkiye'de bir ilçede geziyor gibi hissediyoruz. En göze çarpan fark, arabaların direksiyonlarının sağ tarafta olması trafik sol taraftan akıyor. Bunun nedeni bir ara bu toprakların İngiliz hakimiyeti altında kalması. Burada ÖTV yok. Taksilerin hepsi Mercedes ve Türkiye'ye göre araba fiyatları oldukça ucuz.

 

Osmanlının en çok hissedildiği yapılardan biri bu tarihi büyük han. Burası Osmanlı İmparatorluğu döneminde yapılan hem ilk hem de en büyük han. Bu hanın üst katındaki odalar o zamanlar Osmanlı döneminde tüccarların kaldığı odalarmış . Şimdi böyle el işlerinin yapıldığı Hediyelik eşyaların satıldığı yerler olarak kullanılıyor. Şurada ortadaki yapı da İbadet hane olarak kullanılıyor.

Alt katsa hayvanların barındığı bir alan olarak kullanılmış. İşin ilginç tarafı ise bölge İngiliz himayesi altına girdiğinde burası bir hapishane olarak kullanılmaya başlanmış, daha sonra ise eski haline döndürülmüş  ve bir dönem fakir ailelerin kullanımına açılmış. Son restoresi ise 2001 yılında tamamlanmış. Lefkoşa'da ayakta kalan en büyük tarihi yapıysa burası bir zamanların Ayasofya katedrali bugünkü ismiyle ise Selimiye Camii. Bu yapı Lüzinyan krallarının taç giydiği bir katedralmiş. Bugünkü adını ise Sultan Selim'in bölgeyi fethetmesi üzerine almış. Gothik bir mimariye sahip bu yapının inşaası toplam 118 yıl sürmüş.

 

Burası Lefkoşa'nın en ünlü meydanı, Atatürk Meydanı Etrafta İngilizler zamanından kalma tarihi binalar tam merkezde ise bu Venedik sütunu var. Sütunun üzerinde o zamanki Venedikli zengin aileleri temsil eden semboller bulunuyor. Atatürk meydanının hemen yan tarafındaki bu mahalle Arabahmet Mahallesi adı verilen eski bir Osmanlı mahallesi.

 

Bu sokaklar Osmanlı zamanında bu topraklarda Rumların ve Türklerin beraber barış içinde yaşadıklarının simgesi. Bir yanda geleneksel cumbalı Osmanlı evleri varken hemen karşısında üzerinde haç işareti olan Rum evleri bulunuyor. Tabi Türkler ve Rumlar arasındaki barış, Osmanlı bu topraklardan gidince tamamen sona ermiş. Kıbrıs'ın en çok merak edilen, en gizemli yeri ise Kıbrıs Barış Harekatı'nın ikinci evresinde Türkler'in ele geçirdiği ve sonrasında Birleşmiş Milletler güvenlik konseyi tarafından yerleşim ve iskana kapatılan Kapalı Maraş.

 

Şu an kapalı Maraş bölgesinden bahsedelim. Bugün hiçbir sivil o tarafa geçemiyor. Burası Kıbrıs Barış Harekatından önce Miami gibi ünlülerin zenginlerin tatil yaptığı bir belde idi ve içerisi gerçekten çok lüks evlerin olduğu arabaların olduğu o dönemin en lüks arabalarının, en lüks otellerinin olduğu bir bölgeydi. Bugün içeride 46 yıl öncesinden o zamanların yeni üretilmiş sıfır arabaları bulunuyor ve hepsi hurdaya dönmüş.

 

Terkedilmiş durumda hatta söylenenlere göre dünyanın ilk 7 yıldızlı oteli Maraş bölgesine yapılmış. Zamanında Merilyn Monroe gibi ünlü insanların evlerinin bulunduğu bir tatil beldesiydi. Bugün terkedilmiş durumda, tamamen her şey harabeye dönmüş. Yolun, aslında bu yolun devamı şu tarafta ama gördüğünüz gibi oralar çimlerle kaplanmış kullanılmadığından ötürü hatta bugün içerideki bankalarda para olduğunu ve düzenli aralıklarda o paraların sayıldığı söylenmekte tabi içerideki çoğu ev yağmalanmış durumda insanlar o zamanlar bu bölgeyi terk ederken yemeklerini, kıyafetlerini ortada bırakıp evlerini terk etmişler geçtiğimiz günlerde kapalı maraşın açılması gündeme getirildi.

 

Eğer açılırsa restoresi ne kadar sürer ya da ne gibi değişikler yapılır. Ne gibi tadilatlar yapılır. Bilmiyoruz. Şuanda Açılması da kesin bir şey değil. Fakat buranın eski haline dönmesi uzun bir zaman alacaktır. Kapalı Maraşın geleceği hakkında kesin bir şey söylemek çok zor...